top of page

Ne için Yaşıyoruz? ve Hayatın Yönetimi


İnsanoğlu doğar, büyür, gelişir, olgunlaşır, yaşlanır ve ölür. Bu kaçınılmaz bir döngüdür. Bu döngü için teknik ve yönetsel açıdan yapabileceğimiz hiçbir şey bulunmamaktadır. Kendi kontrolümüz dışında, hatta kavrama yeteneğimizin çok üstünde bir sistem içerisinde nokta kadar bir parçayız ve ancak bu parçacığın yukarıda bahsedilen kendi döngüsü hakkında bilgi sahibiyiz.


Peki, doğup öleceğimiz gerçeğine dünyadaki herkesin %100 katılacağını söyleyebiliyorsak ne için yaşıyoruz?


Bu çok zor bir soru esasında… Felsefi, dini veya psikolojik birçok yorum yapılabilir. Farklı ilim alanlarından farklı cevaplar gelebilir. Ancak biraz farkındalık ve bilinç zorlaması ile içimize su serpen bir anlayışa bireysel olarak kendimiz de sahip olabiliriz.


İnsan, hayatının her aşamasında önüne saatlik, günlük, haftalık, aylık, yıllık ve uzun vadeli hedefler koyarak yaşayabilen ve çoğu zaman da girişte belirtilen gerçekliği unutarak yaşayan bir canlıdır, yani kendisi için yaşamı gerçekliktir. Bunun sebebi kanımca kavrama kapasitemiz ölçüsünde kendi hayatımızı yönetmek eğiliminden gelmektedir. Yani, küçük bir çocuk yemişi, ergen oyunu, genç gezmeyi, orta yaş para kazanmayı ve ileri yaş torun bakmayı kendine bir hedef veya farkında olmadan görev olarak koyarak, esasında, kavrayabildiği ölçüde istediği durumsal yaklaşım eğilimi göstermektedir. Bunlar kabul ettiğimiz kendi doğamızda gayet doğal ve yaşanması gereken süreçlerdir. Bu süreçleri yönetmek için planlama, strateji, karar, aksiyon, analiz, risk, veri ve tecrübe gibi yönetsel fonksiyonları ister istemez kullanır durumdayız ve bunlar beynimizde refleks olarak her an oluşur. Bir nevi yönetim fonksiyonlarımızdırlar…


Peki ne için yaşadığımızın yönetimi nasıl olacak? Ne için yaşadığımızı çözmek ile yaşamımızı yönetmek iç içe geçmiş boyutlardır. Bu noktayı görmek bile belli bir oranda farkındalık oluşmasını, insanın bu hayat döngüsü içinden çıkarak kendisine dıştan bakabilmesini ve farklı düşünmesini sağlamaktadır. Ancak bunu aynı anda hem kendisi olarak hem de dıştan bakan olarak yapmasıdır en büyük zorluk… Çoğu insan iyi para kazanıp keyif içinde yaşlanıp ölmek esas yaşam amacım diyecektir veya sağlıklı ve huzur dolu bir ömür geçirmek esas yaşam amacı olabilir. Bunları da sorulduğunda ne için yaşıyoruzun cevabı olarak kullanacaktır…


Rahmetli Sakıp Sabancı bir keresinde “hayatta her şeyim oldu ama çocuğuma bir ayakkabı giydirip yürütemedim” demiş ve esasında bir farkındalık boyutu sergilemiştir. Albert Einstein yaşamının son anlarında karyolasında yatarken “insanoğlu yaşamın ayrıntılarını kafasına çok takmış” demiştir. Yine benzer şekilde balıkçı ihtiyar ile emekli CEO anekdotundaki diyaloğun sonucunun aynı noktaya gelmesi gibi…


İşte kritik nokta, bu farkındalığın beynimizde oluşmasına karşın bizlerin günlük hayat döngüsü içindeki hedeflerle hem ayrışımı hem de paralel algıyı ve yönetimi ne denli yapabileceğimizdir!


Bu açıdan zorlanan insanların kimisi madde veya alkol, kimisi müzik, kimisi yoga ve meditasyon, kimisi spor, kimisi din, kimisi uyku yoluyla bir çıkış aramakta ancak yukardakini yapabilmenin kendi içlerinden gelen bir yönetim olduğunu fark etmemektedirler. Yani farklı prosesleri aynı anda çalıştıran bir işlemci gibi davranarak ortaya ayrı proseslerin toplamından daha büyük bir çıktı sağlayabilmek, tam da girişte bahsedilen farkındalık ve bilinç oluşumuna katkı koyacaktır. Bunu hissetmek ise hayat döngüsü içerisinde bizlere farklı bir rahatlama, dinginlik, huzur ve boyut verecektir.


Unutmamalıyız ki, ne için yaşadığımız sorusunun cevabına sahip olduğumuz bilinç ile kişi olarak hayatımızı yönetirken yapabildiklerimizin bir bütünüyüz esasında ve bütün kendimizden daha büyük, yeter ki farkında olalım.


Dr. Bilinç Dolmacı


9 görüntüleme
Hero image.png

Blog
İş İçin İçgörüler

bottom of page